‘Şu anda öğrencilerimi işlemem gerekiyor ama ben etleri işliyorum’
“Polis, kasap, çiftçi olan birçok arkadaşımız var. Ne yazık ki atamalarımız gerçekleşmiyor. Baba mesleğimden dolayı bu mesleği seçmek zorunda kaldım…”
Antalya’da atanamayınca baba mesleği kasaplık yapmaya başlayan tarih öğretmeni 25 yaşındaki Ayşegül Başar, artık öğrenciler yerine etleri işlediğini söyledi.
Antalya’nın Aksu ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Ayşegül Başar, büyük bir hevesle okuduğu Ankara Üniversitesi Tarih Bölümünden 2012 yılında mezun oldu.
Hayallerini süsleyen öğretmenlik için formasyonunu da alan Başar’ın hayatı planladığı gibi olmadı. Öğretmen olabilmek için iki defa Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) giren Başar, atanamayınca rotasını başka bir alana çevirdi. Baba mesleğini tercih eden Başar, bir miktar kredi çekip kasap dükkanı açtı. Yıllarca emek verip hak ettiği diplomasını da yanından ayırmayan Başar, sabah erkenden işe koyuluyor. Hazırlıklarını tek başına tamamlayan Başar, güç gerektiren satırla et işleme işinin üstesinden de gelmeyi başarıyor.
Birçok meslektaşının atanamama sorunu ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Başar, “Maalesef birçok öğretmen arkadaşım adaylıkta kalıyor. Öğretmen olamıyor. Polis, kasap, çiftçi olan birçok arkadaşımız var. Ne yazık ki atamalarımız gerçekleşmiyor. Baba mesleğimden dolayı bu mesleği seçmek zorunda kaldım. Babam 30 yıldır kasaplık yapıyor. Bende 2012 yılından beri kasaplık yapıyorum. Öğretmenlikte aklım kaldı. Tarih öğretmenliğinde atama çok az olduğu için aklım kalmaya devam edecek. Kasaplık mesleğini benimsedik. Ama öğretmenlikte içimde bir ukde olarak kaldı. Öğrencileri işleyecektim ama şimdi maalesef etleri işliyorum” dedi.
‘SİSTEMİN DEĞİŞMESİNİ İSTİYORUM’
Dışarıdan et ithalatına da değinen Başar, “Et piyasası çok iyi diyemem ama halimize şükür diyorum. Kapıdan girer girmez vatandaşlarımız etin ucuzlayıp ucuzlamadığını soruyor. Bizde kasap olarak yerli eti tercih etmeye çalışıyoruz. Sosyal medyada atanan ya da özel sektörde çalışan arkadaşlarıma hediyeler geliyor, mesajlar geliyor. Bunları görünce üzülmeden yapamıyorum. Neden bende de olmasın diye kendi kendime soruyorum. Türkiye’nin et sorununa bin kilometre uzaklıkta da olsa bir çözüm bulunuyor. Biliyorsunuz eğitim sistemi sürekli bir değişkenlik içerisinde oluyor. Öğrenciler uyum sağlamakta zorlanıyor. Ete çözüm bulabiliyoruz ama inşallah eğitim sisteminin sürekliliği konusunda bir çözüm bulabiliriz. Sabah akşam sistemin değişmesin istiyorum” diye konuştu.