Meryem Uzerli para karşılığı Arap şeyhle çıktığı akşam yemeğini anlattı…
“Diyelim ki bir şeyh, bir oyuncuyla yemek yemek istiyor. Ve bunun için çok para teklif ediyor. Ona katılırsan para kazanabiliyorsun. Bana da böyle bir teklif geldi. Üstelik gittim de ama…”
Meryem Uzerli, hiç tanışmadıysanız 5 dakikada arkadaş olacağınız, tanışıklığınız varsa görüşmeseniz de arkadaşlığınızı kaldığı yerden sürdüreceğiniz biridir. Öylesine cana yakın ve sıcakkanlıdır. Şimdilerde Kenan İmirzalıoğlu’yla rol aldığı “Cingöz Recai” filmiyle gündemde. Meryem’le daha önce de röportajlar yaptım ama en iyisi, en keyiflisi bu oldu. Çünkü kızının babasından doğru aşkı bulmaya kadar her konudaki sorumu içtenlikle yanıtladı. Hatta laf lafı açtı, para karşılığı Dubaili şeyhle çıktığı akşam yemeğini bile anlattı…
◊ Adana Film Festivali’nin sunucusu Meltem Cumbul sahnede yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun elini sıkmadı Haberin var mı bu olaydan?
– Yok, takip edemedim.
◊ Neyi takip ediyorsun?
– Çocuğumu, ailemi, arkadaşlarımı ve dünyadaki çok önemli politik konuları takip ediyorum.
◊ Almanya’da son seçimlerde sağ kanadın yükselişini nasıl buluyorsun?
– Bu konuda konuşmak istemiyorum. Takip ediyorum, kendi düşüncelerim de var. Ama bana göre dünyadaki en özel şeylerden biri özel hayat, din ve politika üzerine nasıl düşündüğün. Bunu yakın arkadaşlarımla paylaşırım sadece. Seni seviyorum Cengiz ama o kadar yakından tanımıyorum, kusura bakma.
◊ Sibel Kekilli’nin Instagram sayfasını Türk kullanıcılara kapatmasını sorsam peki?
– Gerçekten mi! Haberim yoktu.
◊ Hadi Meryeeem, özel hayat da mı konuşmayacağız yoksa…
– Geçmişte özel hayatımı paylaşmakta daha açıktım. O kadar çok şey yaşadım ki… Özel hayatı çok konuşmamak lazım diye düşünüyorum artık.
◊ Konuştukça kötü mü gidiyor?
– Bilmiyorum. Bu hangi enerjilere inandığına bağlı. Mesela nazara ya da başka kötü şeylere inanıyorsan kötü gider…
◊ Sen inanır mısın?
– Ben enerjilere inanıyorum. Kötü enerjiler de var bu dünyada, iyi enerjiler de. Ama kötü enerjilerden korkmuyorum. Çünkü en güçlü Allah’tır ve beni bu kötü enerjilerden korur diye düşünüyorum. Biri bana kötü enerji gönderirse, beni çok etkilemez. Bundan korkmuyorum, çünkü en büyük olan Allah’a güveniyorum…
◊ Sana kötü enerjilerin gönderildiğini düşünmüyor musun? Sonuçta popüler bir kadınsın…
– Herkese olur. Ben oturup bunları düşünmüyorum. İyi şeylere konsantre olmaya çalışıyorum. Şimdi biri bana kötü enerji yolladı diye değil, dün gece 5 saat uyudum o yüzden yorgunum diye düşünüyorum.
◊ Dün gece neden 5 saat uyudun?
– Bir arkadaşımla yemeğe gittik ve geç yattım.
◊ Bu partileri zaman zaman sosyal medyada paylaşıyorsun. Fotoğraflarının altına kötü yorumlar yapıldığında ne yapıyorsun?
– Dün gece partide değildim, yemekteydim. Ayrıca arada paylaşıyorum, her şeyi paylaşmıyorum. Kötü yorumları da okumuyorum. Bir karar aldım ve Instagram sayfam herkese açık oldu. Beni takip etmek isteyen insanlar iyi ya da kötü istedikleri yorumu yapsınlar. Ben açık fikirli bir insanım. Kararlarımı ve attığım adımları herkesin doğru bulması gerekmiyor. Mükemmel bir insan değilim. Sadece bir insanım. Hatalarım da vardır, doğrularım da. Kime göre hata, kime göre doğru mesela? Kapalı da olabilirdi Instagram sayfam. Mesela Facebook sayfam kapalı. Sadece arkadaşlarım ekli. Orada bambaşka şeyler paylaşıyorum.
İSTANBUL VE BERLİN ARASINDA SEÇİM YAPACAĞIM
◊ İstanbul-Berlin hattında yaşıyorsun. Nasıl planlıyorsun hayatını?
– Bu, hayat boyunca devam edecek bir şey değil. Çünkü kızım Lara 6 yaşına gelince okula başlayacak. Şu anda yuvaya gidiyor. Türkiye’de olunca buradaki, Almanya’da olunca da oradaki yuvaya gidiyor. Yuvayı değiştirebilirsin. Ama okul öyle değil.
◊ Eğitimi için hangi ülkeyi seçeceksin?
– Şu anda bilmiyorum. Bunu düşünmek için daha 2 yılım var. Şubatta 4 yaşında olacak.
◊ Peki gönlünden geçen ne?
– Aslında böyle devam etmesini isterim. İki tarafta olmaya çok alıştım. Her ikisinde de aynı yoğunlukta yaşamak isterdim.
◊ Politika konuşmak istemiyorsun ama bir şey soracağım. İki tarafta yaşayan biri olarak Türkiye-Almanya arasında esen soğuk rüzgarları nasıl yorumluyorsun?
– Geçen gün bir sosyal sorumluluk projesine katıldım. Benim elimde ne varsa bunu iyilik yaratmak için kullanmaya çalışıyorum. Keşke elimde bir şey olsa siyasi durumları güzelleştirmek için. Ama yok. Ülkelerin gerginlik yaşaması tabii ki güzel bir şey değil. Bu her ülke için geçerli.
◊ Zamanının ne kadarı uçakta geçiyor?
– Son 3 hafta içinde yaptığım yolculukları söyleyeyim sen karar ver: Berlin-İstanbul-Berlin… Amsterdam-Berlin-İstanbul… Los Angeles-İstanbul… Berlin-İstanbul… Havaalanından ne zaman gold kart gelecek bilmiyorum. Uçakta çok zaman geçiriyorum.
◊ Lara’ya nasıl zaman ayırıyorsun?
– Genellikle Lara’yı da götürüyorum. Bazen götüremediğim oluyor tabii. Geçenlerde 2 saatlik bir toplantı için Paris’e gittim. Aktarmalı gittiğim için 6 saat sürdü. O yüzden Lara’yı götürmedim mesela…
GARANTİLİ BİR İŞ İSTESEYDİM BANKADA ÇALIŞIRDIM
◊ “Muhteşem Yüzyıl”dan sonra “Gecenin Kraliçesi”nde oynadın. Ama istenilen reytingi alamadı dizi…
– Bazı işler çok iyi ama reytingi olmuyor. Bazı işler de iyi olmuyor ama reytingi yüksek oluyor. O proje bir denemeydi. Geçmişte tiyatro yaparken bazen bir oyuna 500 kişi gelirdi. Bazen de sadece 5 kişi. Hatta kimse gelmediği için oynayamadığımız zamanlar oldu. “Muhteşem Yüzyıl”dan önce ben bu duruma alışıktım. Bir oyuncu için çok normal bir şey bu. Bazen başarılı bir proje olur, bazen başarısız. Hayat boyu böyle yaşadım.
◊ “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”da oynuyordun, oradan neden ayrıldın? Ücretini euro istediğin için kriz çıkmış, doğru mu?
– Hiç öyle bir şey yok. Hikayem bitti. Yoksa ben devam ederdim. Senaristler öyle yazdı. Benim kararım değildi. Ben diziye başlarken biliyordum ayrıca böyle olacağını. Misafir bir karakterdi.
◊ Yeni bir diziye başlasan ve başarılı olmazsa, “Eyvah inişe geçiyorum” korkusu yaşamaz mısın?
– Öyle korkular yaşamam. Çünkü benim garantili bir işim yok. Garantili bir iş isteseydim bankada çalışırdım ya da başka bir iş seçerdim. Ama oyunculuk benim tutkum. Bu tutku her şeyden daha büyük. Televizyon, sinema, tiyatro ve sektör garantili değil. Belki 5 dakika sonra bir yönetmen arayıp filminde oynamamı isteyecek. Ama 1 hafta sonra imza sürecinde belki iptal olacak. Böyle şeyler beni endişelendirseydi bu işi yapmamam gerekirdi. Ben kendimi bir ürün olarak görmüyorum.
◊ Reklamında oynadığın herhangi bir firma öyle görüyordur ama…
– Mesela şampuan reklamı için firmaya uygun geldiğim için bana teklif getiriyorlar. Birlikte oturuyoruz, ben o şampuanı kullanıyor muyum, gerçekten seviyor muyum, buna bakıyoruz. Bir keresinde bir yemek şirketinden teklif gelmişti. İnanılmaz para vereceklerdi. Ama yapamam dedim. Çünkü ürünlerinin yüzde 90’ının içinde glüten vardı. “İnsanlar fark etmez” dediler. “Ama ben glütenli yemek yiyemem” dedim. Etik davranmak gerekiyor.
◊ Bir çocuk maması markasından teklif gelse ve o çocuğuna yedirmeyeceğin bir ürün olsa, çok para verseler de oynamaz mısın?
– İlk önce araştırırım. Eğer yediremeyeceğim bir şeyse oynamam.
◊ “Kendimi bir ürün olarak görmüyorum” dedin. Neden? Bir marka değil misin, marka da bir ürün sonuçta…
– Buna inanmadığımı söylemedim. Sadece kendimi öyle görmüyorum. Benim bir ürün için gerekli olan kariyer planlamam vs. gibi şeylerim yok. Bir proje geliyor ve ben hangi hikaye içinde kendimi sıcak görüyorsam kabul ediyorum. Kariyer açısından bir endişem yok.
EVLENİP İKİNCİ ÇOCUĞU YAPMAK İSTİYORUM
◊ Peki para kazanmak?
– Para kazanmak istiyorum. Sonuçta benim bir çocuğum ve onun bir geleceği var. Az önce bana Lara’nın babasını sordun. Oradan bir kuruş geliyor mu? Yok. Geleceğini de zannetmiyorum bu hayatta. Ayrıca hiç öyle bir beklentim yok ve istemem. Ailem zengin değil. Ben düşersem arkamda kimse yok. Benim Lara’ya karşı sorumluluklarım var. Onun eğitimi ve geleceği çok önemli. Bu da evde oturup gökyüzüne bakmakla olmuyor. Ben yalnız olsam çok daha az çalışırım.
◊ O yüzden bundan sonra tükenmeye hakkın yok belki de…
– O hakkı bir kere kullandım, yeter o kadar. O yüzden ikinci çocuğu yapmaya karar verdim. Bir kere o hakkımı kullanınca kendimi daha iyi tanıdım. Nerede hassasım, nelere dikkat etmem lazım, bunları öğrendim. İlk çocuğum sürprizdi. Allah’tan en büyük hediyeydi. Evlendikten sonra ikinci çocuk güzel olur diye düşünüyorum.
◊ Halit Ergenç geçenlerde oyuncuların aldığı ücretleri eleştirenlere sitem etti. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
– Bence oyuncuya suç atmak doğru değil. Medyada para konusunda konuşabileceğin farklı insanlar var. Biz psikolojik olarak hep ‘bu insanlar bunu hak etmiyor’ düşüncesine konsantre oluyoruz. Mesela bunun yerine doktorlara, öğretmenlere neden daha az para veriyoruz diye konuşsak ya… Onlara daha çok para vermeliyiz demek lazım.
GERÇEK AŞK ÖLENE KADAR SÜRER Mİ?
◊ İkinci çocuğu istiyor musun?
– İstiyorum. Annemle de bu konuyu konuşmuştuk. Şimdi öyle bir durum yok ama 6 yaşına geldiğinde mesela Lara için uygun olabilir. Bir daha çocuk yaparsam, evlendikten sonra yapmak isterim.
◊ Annen sana “Türk erkeklerinden uzak dur” diyor mu hâlâ?
– Yok. Annem böyle bir şey demedi aslında. Annem de Türk’le evli sonuçta. Böyle demesi çok saçma olur. Annem bana “Sen Türkiye’de çok zaman geçiriyorsun, oradaki tecrüben gösteriyor ki yanlış adamları seçiyorsun. Doğru adamlar var, mesela baban gibi” dedi. Her ülkede iyi ve kötü adamlar var. Kadınlar için de bu böyle.
◊ Lara’nın babası arayıp soruyor mu?
– Bizim hiçbir bağlantımız yok. Lara’nın da babasıyla hiçbir bağlantısı yok.
BASSEL ALZARO SORUSUNA YANIT YOK
◊ İnanamıyorum kızıyla bir bağlantısının olmamasına…
– Ama durum öyle… Ne yaparsın, hayatta her türlü insan var.
◊ Neden gerçek aşkı bulamıyorsun? Bunu hiç kendine sorduğun oluyor mu?
– Bir örnek vereyim. Mesela bazı insanlar 21 yaşında aşkını buluyor ve evleniyor. 45 yaşına kadar evli kalıyor. Sonra ayrılıyorlar. Sence bu gerçek aşk mı? Yoksa gerçek aşk ölene kadar sürer mi? Yoksa kaç yıl için geçerli? 5 aydan sonra mı doğru aşk olur, 5 yıldan sonra mı? Doğru aşk ölene kadarsa eğer ben daha bulmadım. Henüz ölmedim zaten. (Gülüyor)
◊ Mısırlı sunucu Bassel Alzaro ile birlikte olduğun söyleniyor…
– Bu soruya cevap vermek istemiyorum.
◊ Ama ben öğrendim, sevgiliymişsiniz…
– Hiç zorlama, bu lafı benim ağzımdan alamazsın…
◊ Evet ya da hayır demediğine göre kesin sevgilisiniz…
– O senin yorumun Cengiz, ben öyle bir şey demedim. (Gülüyor)
EĞER BİR ŞEYH BENİMLE AKŞAM YEMEĞİ YEMEK İSTERSE…
◊ Dubai’de bir kozmetik markası çıkardın. Türkiye’de de satışa başlayacak mısın?
– Türkiye’de 2 sene önce online olarak satıldı. Biz her ülke için ‘limited edition’ (sınırlı sayıda) paket yaptık. Türkiye’dekiler bitti. Diğer ülkelerde şu anda limited edition satışları devam ediyor. Onlar da bitince belki parfüm yaparız. Ya da başka bir şey.
◊ Dubai’den mi Türkiye’den mi daha çok para kazanıyorsun? Oraya festivallere gidince filan para alıyor musun?
– Tabii ki Türkiye’den. Çünkü Dubai’de oyuncu olarak çalışmıyorum. Festivallere gidince para almıyorum. O dünya hayal ettiğin gibi değil. Orada şöyle şeyler oluyor; diyelim ki bir şeyh, bir oyuncuyla yemek yemek istiyor. Ve bunun için çok para teklif ediyor. Ona katılırsan para kazanabiliyorsun. Ama hiç tanımadığım bir insanla yemeğe çıkmak bana garip geliyor.
◊ Hiç öyle bir teklif geldi mi?
– Geldi. Üstelik gittim de…
◊ Bir şeyhle para karşılığı yemek yedin…
– Evet, bir kere gittim ama oradan aldığım parayı bağışladım. Çünkü o bir iş değildi, çalışmadım ve sadece bir akşam yemeği yedim. Terleyerek para kazanmadım ki. Bence çok saçma.
◊ Bir daha gider misin?
– Sanmıyorum ama gidersem de yine bu parayı kendim için kullanmam. Sosyal sorumluluk projelerine aktarırım. Ben ancak çalışıp kazandığım bir parayı kullanırım. Etik prensiplerim var. Hassas bir insanım.
◊ Kazandığın parayı nasıl değerlendiriyorsun?
– Kozmetik işine yatırım yaptım. Berlin’den bir daire aldım. Kalanı da Lara için…
UMARIM KENAN’LA YİNE BİRLİKTE ÇALIŞIRIZ
◊ “Cingöz Recai” filminde Kenan İmirzalıoğlu ile uyumunuz nasıldı?
– İyiydi. Kenan’la daha önce çalışmamıştık. Bir okuma provası yaptık. Ben daha önce çalışmadığım insanlarla ilk kez okuma provasına geldiğimde genelde karşı tarafı izlerim. Kenan’ı izledim. Ama o kadar poker face’ti (duygularını ifade etmeyen yüz) ki anlayamadım. Hayatımda ilk kez böyle oldum. Nasıl olacak bilmiyordum. İlk set gününde gördüm ki hem iyi, hem eğlenceli, hem yardımsever hem de çok centilmen bir partner. Umarım bir başka projede yine birlikte çalışırız.
◊ Filmin gişesiyle ilgili iyi ya da kötü bir beklentin var mı?
– Açıkçası yok. Yapımcı Hayri (Aslan) beye “Yapımcımız olarak sizin için dua ediyorum” dedim. Ben yapımcı değilim. Olsaydım da bu işi yapamazdım. Uyanıyorsun, gişe rakamlarına ya da reytinglere bakıyorsun. Ben oyuncu olarak çok rahatım. Bir şey kaybetmiyorum.
◊ Filmin senaryosunda en çok neyi beğendin?
– Oynadığım karakteri çok beğendim. Bugüne kadar hiç böyle bir karakter karşıma gelmedi.
◊ Senaryo sana geldiğinde Kenan’ın oynayacağı belli miydi? Bu, kararında etkili oldu mu?
– Belliydi. Kenan gibi büyük bir aktörle birlikte oynamak tabii ki güzel. Ama karakter bana uygun olmasaydı, projenin içinde Kenan da olsa nasıl evet diyebilirdim ki…
GÖZE, BUGÜNE KADAR OYNADIĞIM EN FEMİNEN KARAKTER
◊ “Cingöz Recai” geçen hafta vizyona girdi… Kitabını okumuş muydun? Ya da eski filmi izleme şansın oldu mu?
– Kitabını okumadım. Etkilenmek istemediğim için de eski filmi izlemedim. Yönetmenimiz Onur Ünlü’ye de bu konuda danıştım. “Oyuncu olarak izlememeyi ve okumamayı tercih ederim. Ama sen istersen okur ve izlerim” dedim. Onur da bana “Çok doğru yapıyorsun, ben zaten sana izin vermezdim” dedi. “Cingöz Recai” çok güzel bir hikaye. Büyükler için heyecanlı bir masal gibi. Görüntüler, kostümler, hepsi çok masalsı.
◊ Canlandırdığın Göze karakteri nasıl?
– Karakterim çok güzel. Bugüne kadar oynadığım en feminen karakter diyebilirim. Kadınlığı yumuşak bir şekilde kullanmak istiyor. Bugüne kadar oynadığım diğer karakterler hep daha sertti.
◊ Bu daha seksi o zaman…
– Seksi ne demek bir bilsem… Bilmiyorum. Bazı insanlar mini eteği seksi buluyor, bazıları bakışları.
◊ Senin için seksi olan ne?
– Seksi benim için bir atmosfer mesela. Bacakla ya da başka bir yerle alakalı değil.
◊ Film iki ülkede çekildi değil mi?
– St. Petersburg ve İstanbul’da çekildi. Ben iki farklı ülkede yapılan işleri çok seviyorum. Film, görüntü ve atmosfer olarak derinlik kazanıyor.
HALİT’İN BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL BİR YERİ VAR
◊ Halit Ergenç, Murat Yıldırım, Kenan İmirzalıoğlu, Ozan Güven gibi çok sayıda popüler oyuncuyla oynadın…
– Halit benim için hep özel bir yerde. Halit ilk Türkiye’ye geldiğim zamanki ilk işimin içindeydi. 3 yıl neredeyse her gün sabahtan akşama kadar birlikte vakit geçirdik. Bu başka bir yoğunluk yaratıyor. Mesela Timur Savcı da benim için böyle.
◊ Ozan Güven’le aranızda aşk haberleri çıkmıştı…
– Ne saçma. Ozan’ın kız arkadaşı oldu. Benim erkek arkadaşım. Birbirimize âşık olduysak neden beraber değiliz? Bu çok basit…
◊ Timur Savcı ile küs değil misiniz?
– Tam tersi. Geçen gün bir doğum gününe gittim, Timur da oradaydı. Onu görünce sanki ailemden birini görmüş gibi sevindim. Türkiye’ye ilk geldiğimde yanımda olan insanlar benim için hep özel bir yerde olacak. Güzel, zor, eğlenceli ve ağır bir dönemdi. Timur da Halit de benim için hep bambaşka bir yerde olacak.
ÇENEM YÜZÜNDEN MICHAEL SCHUMACHER DİYORLARDI
◊ Yüzünde estetik var mı?
– Yok, sadece PRP uygulaması yapıldı. Benim çenem doğuştan uzun. Michael Schumacher gibi gözüküyorum. Çocukken okulda bana mobbing yaptılar bu yüzden. Bana hep Michael Schumacher diyorlardı. Uzun bir çenem var zaten neden uzatayım?
◊ İleride estetik yaptırır mısın?
– İhtiyacım olursa belki yaptırırım. Bilemiyorum. Ama yüzümün değişmesinden korkarım.
ŞİDDETE MARUZ KALAN ÇOCUKLAR İÇİN ÇALIŞACAĞIM
◊ İkinci Şans projesinin yüzü oldun. Neler yapıyorsun?
– İkinci Şans, Lifetime kanalı ile Koruncuk Vakfı’nın projesi. Duygusal ve fiziksel şiddete maruz kalan çocukların 1 yıl psikolojik tedavisi sağlanıyor. Bu demek değil ki sadece 1 yıl tedavi verip çocukları bırakıyorlar. Çocukların takibi yapılacak ve proje böyle devam edecek. Beni yüz olarak seçtiler. Hem projenin yüzü olacağım, hem çalışmalara katılacağım. Psikologlarla ve çocuklarla buluşacağım. Çocukların tedavi süreçlerini takip edeceğim. “Muhteşem Yüzyıl”dan beri Koruncuk Vakfı’nı bildiğim için onlara güveniyorum.
UZUN BİR DİZİYE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM
◊ Yeni dizi projesi var mı?
– Görüşmelerim var ama şu anda uzun bir diziye girmeyi düşünmüyorum. Dizi sektörü gerçekten zor. Lara varken benim için daha zor. Sabah 8’de başlıyorsun, gece 3’te eve gidiyorsun. Sinema mesela öyle değil. “Cingöz Recai”yi 4 haftada çektik. Şartlar da çok iyiydi. Beni inanılmaz çeken bir hikaye gelirse diziyi düşünebilirim. Ama şu anda kafamda öyle bir şey yok.