Çifte infaza 12 yıl sonra operasyon: İlk görüşte aşık olmuşlar, 2 gün sonra telefonuna, ‘Benim sevdam o kadar sonsuzdur ki ancak mezarda biter’ diye mesaj atmıştı…
Küçükçekmece’deki evlerinde 12 yıl önce öldürülen Evrim Sarıçiçekler ve eşi Selahattin Sarıçiçekler’in töre cinayetine kurban gittiği ortaya çıktı. Evrim Sarıçiçekler’in ailesinden 14 kişi gözaltına alındı. Polisin tetikçi olarak suçladığı Evrim Sarıçiçekler’in kardeşi G.Ş adli kontrol kararıyla serbest kaldı. Diğer aile üyeleri de salıverildi.
Evrim Sarıçiçekler (26) ile Selahattin Sarıçiçekler 1 Ocak 2003’de Birecik’teki bijuteri dükkanında tanışmışlardı.
Bir görüşte aşık olmuşlar, 2 gün sonra genç kadın Selahattin Sarıçiçekler’in telefonuna, ‘Benim sevdam o kadar sonsuzdur ki ancak mezarda biter’ diye mesaj atmıştı.
BENİ KAÇIR YOKSA…
Selahattin Sarıçiçekler Muğla’da kebapçı dükkanı açınca ayrılık kaçınılmaz olmuştu. Evlenmek istemişler ancak Evrim’in ailesi karşı çıkmıştı. Evrim, ‘Beni kaçır, yoksa intihar edeceğim’ dedi. Selahattin otobüse atladığı gibi soluğu Şanlıurfa’da aldı. Evrim’i yanına aldı. Bir süre ortalıkta görünmeyeceklerdi. Bu kaçış parasal olarak tükenmelerine neden oldu. Selahattin akrabalarını arayarak yardım istedi. Atatürk Havalimanı’na geldiklerinde Selahattin’in akrabaları karşıladı. Akrabalarına, ‘İntihar etmek için kaçmıştık. Yapamadık. Ne kendimize ne de aşkımıza kıyabildik’ diyebildiler. Araya aile büyükleri araya girdi. 21 Kasım’da Birecik’teki nikáhlarına Evrim’in ailesinden kimse katılmadı.
CENAZEYE AİLESİNDEN KİMSE KATILMADI
Selahattin Küçükçekmece’de bir kebapçı dükkánı açtı, buraya yerleştiler.2 Şubat 2005 akşamı yaşadıkları apartman dairesinden peş peşe silah sesi yükseldi. Polis eve gittiğinde Evrim ve Selahattin kanlar içinde yerde yatıyordu. Apartmandan bir kişi koşarak uzaklaşmıştı. O dönem polis soruşturmasından bir ilerleme sağlanamadı. Evrim’in cenazesi İstanbul’da toprağa verilirken, ailesinden cenaze törenine kimsenin katılmadı. Selahattin ise Şanlıurfa’da toprağa verildi.
CEP TELEFONLARI ‘ORADAYDILAR’ DEDİ
Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği ekipleri, dosyayı tozlu raflardan indirdi. Yapılan teknik incelemede, Evrim’in kardeşleri G.Ş ve B.Ş’nin cep telefonlarının olay yerinde sinyal verdiği belirlendi. Ailenin sağır ve dilsiz üyesi M.Ş’nin üzerine olan cep telefonuyla bir kişi, B.Ş’yle sıklıkla görüşmüştü. 2010’da ölen babasının kullandığı cep telefonu da olay günü İstanbul’da sinyal vermişti. Polis, teknik bulguların ardından bazı tanıklara ulaştı. Olay akşamı apartmandan koşarak uzaklaşan kişinin G.Ş olduğunu bir görgü tanığı teşhis etti. Bir başka tanık ise, Evrim’in bir akrabasının telefonla arayarak, Evrim’e, “Abin senin yüzünden intihar etti. Bayramda sen de öleceksin” dediğini aktardı.
CİNAYET TARİHİNDE 16 YAŞINDAYDI
G.Ş, B.Ş, H.Ş, O.Ş’nin de arasında bulunduğu 14 kişi, İstanbul, Mersin, Sakarya, Konya, Gaziantep’te gözaltına aldı. 9 kişi İstanbul’da sorguya alınırken, diğer gözaltılar diğer illerde ifadeleri alındı. İstanbul’da sorgulanan G.Ş, çifte infazın tetikçisi olarak sorgulandı. Olay tarihinde 16 yaşında olan G.Ş, ifadesinde, kız kardeşini ziyarete geldiğini, cinayetlerle bir ilgisinin olmadığını söyledi. B.Ş’de benzer bir ifade verdi. İstanbul’da “Töre saikiyle adam öldürme” suçlamasıyla sorgulanan 9 kişi, Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edildi. Savcılık 4 kişiyi serbest bırakırken, G.Ş ve B.Ş’nin de aralarında bulunduğu 5 kişiyi tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Mahkeme G.Ş’yi adli kontrolle serbest bırakırken, diğerlerini de salıverdi.
NE TÖRE, NE AŞİRET, NE DE ÖLÜM KORKUSU DURDURABİLDİ BİZİ
Evrim Sarıçiçekler’in, Selahattin Sarıçiçekler’le birlikte kaçtıktan sonra günlüğünün sayfalarına düştüğü son not şöyleydi: Çok uzun bir yolculuğa çıktık seninle. Yılların hasretini ve özlemini bitirmek için. Ne töre, ne aşiret, ne de ölüm korkusu durdurabildi bizi. En sevdiğimiz şeylerden vazgeçtik. Birbirimize olan sevgimiz her şeyden üstündü. Yüreğimize güveniyorduk. Sevgimize inanıyorduk. Yürekliydik. Sonuna kadar, ölümüne kadar. Ölümü seviyorduk. Kavuşunca yeniden doğduk. Bu yola çıktık artık. Emeklemeyi bırakalım. El ele tutuşup ayağa kalkalım. Şimdi büyüme zamanı.