Beni duyabiliyor musunuz?
Kısa süre önce ABD’de ortaya çıkan “Beni duyabiliyor musunuz?” dolandırıcılığı tüm dünyaya yayılmaya başladı.
Independent’te yer alan habere göre, geçen ay ABD’de ortaya çıkan son model telefon dolandırıcılığı şimdi de İngiltere’yi alarma geçirdi. Daha önce, bu kadar organize olmasa bile Türkiye’de de örneklerine rastlanan dolandırıcılığın en gelişmiş haliyle başka ülkelere de yayılması gayet olanaklı.
Sistem nasıl işliyor?
Dolandırıcılık, aslında son derece basit bir biçimde gerçekleştiriliyor. Bir gün telefonunuz çalıyor, arayan genelde yerel bir numara olduğu için şüphe çekmiyor. Açıyorsunuz ve karşı taraf size kendisini takdim edip hangi şirket adına aradığını söylüyor, ardından “Beni duyabiliyor musunuz?” diye soruyor. Siz de doğal olarak “Evet” diyorsunuz.
İşte o an tuzağa çoktan düşmüş oluyorsunuz, çünkü sizin ağzınızdan çıkan “evet” kaydediliyor, sözlü bir anlaşmaya onay vermiş, ödeme yapmayı kabul etmiş sayılıyorsunuz. Tıpkı online bir sözleşmede “Kabul ediyorum” kutucuğunu işaretlemişsiniz gibi…
Tehdit devreye giriyor.
Bu tarz telefon dolandırıcılığı vakalarının çok hızlı arttığına dikkat çeken uzmanların aktardığına göre, telefonda “Evet” dedikten sonra dolandırıcılar sizi, aslında satın almadığınız bir ürün ya da hizmetin ödemesini yapmaya zorluyorlar. Siz bu talebe karşı çıkarsanız, telefonda “Evet” dediğiniz için hukuki işlem başlatmakla tehdit ediyorlar. Dolandırıcılar bazen, kredi kartını çaldıkları kişinin sesini kaydetme yöntemine de başvurabiliyorlar, böylece kartı rahatça kullanıyorlar.
Polis vatandaşları, “Beni duyabiliyor musunuz?” cümlesini duyar duymaz telefonu tek kelime etmeden kapatmaları ya da tanımadıkları numaraların çağrılarına yanıt vermemeleri yönünde uyarıyor.
Telefonda satış yapan ya da bankacılık gibi işlemleri sesli imzayla kolaylaştıran kurumların sayısı günümüzde oldukça fazla. Hatta sesli imza, kullanıcıların işlemlerini “daha güvenli” bir biçimde yapmalarını mümkün kılmak için ortaya çıkan bir teknoloji olarak tanımlanıyor.